Instagram en popüler mobil uygulamalar arasında adını yazdırmışken, söz konusu platforma dair bilimsel çalışmalar da yayınlanmaya başlıyor. Gothenburg Üniversitesi‘nde yayınlanan doktora tezi için hazırlanan araştırmaya göre, çevrim içi ve çevrim dışı sosyal medya kullanımlarının arasındaki sınırı iyice kalktığı ortaya çıkıyor.
Instagram kullanımları her geçen gün artarken Gothenburg Üniversitesi‘nde doktora öğrencisi Beata Jungselius, Instagram bağımlısı ve sadece bu platformu kullanan kişilerle önce 2012 yılında röportaj yaptı ve beş yıl sonra Instagram’daki kullanımlarının nasıl değiştiğini aktarıyor. Instagram araştırması olarak adlandırılan çalışma, insanların değişen alışkanlıklarına değiniyor.
Instagram araştırması farklı bakış açılarına işaret ediyor
Söz konusu araştırmanın amacı ise sosyal medya kullanımlarının çevrim dışı ortamda da devam edip etmediği idi. Öğrenci, Instagram olmadan yaşayamayanlar ve ara sıra kullanan kişilerin davranışlarında ortak olan bir durum ile karşılaştı. Kullanıcılar aktif olarak içerik paylaşma platformunda bulunmasalar bile onun hakkında konuşmaya devam ediyor. Bu ise sosyal medya paylaşımlarının yalnızca çevrim içi ortamda değil çevrim dışı ortamda da devam ettiğini ortaya koyuyor.
Sosyal medya, insanların etkileşimini değiştirdiğine şahitlik ediyoruz. Bununla birlikte, sosyal medya kullanımının statik olmadığını biliyoruz ancak belirli platformlarla da bağlantılı olduğu aşikar. Teknolojinin gelişmesiyle artan teknik olanaklar, ile yaşam tarzı birbiriyle entegre olmuş durumda. Bu durum ise aynı zamanda çevrim içi ve çevrim dışı etkileşime girme olasılıklarının artırıyor.
Araştırmanın önemli iki yönü bulunuyor bunlardan ilki, insanların geçen zaman içinde Instagram gibi sosyal medya platformlarına olan bağlılıklarının artması. İnsanların sosyal medyayı nasıl kullandıklarını düzenleyen en önemli faktörlerden birisi şüphesiz yaşam tarzı ve ona bağlı olarak zamanın yönetimi diyebiliriz. Bu kapsamda değerlendirilen sosyal medya bağımlılıkları da başkalaşıyor. Bir yandan sosyal medyayı kullanan insanlar aynı zamanda hayatlarındaki aktiflik durumunu da ayarlamaya çalışıyor.
Ancak bununla beraber katılımcılardan bazıları ilerleyen yıllar içinde alışkanlıklarını değiştirdiğini söylüyor. Bu ise iş, çocuk ve aile sebeplerine bağlanıyorken, insanların hayat biçimlerinin değişirken sosyal medya alışkanlıklarının da bu bağlamda değiştiğini ortaya koyuyor.
Söz konusu araştırmanın ikinci yönü ise insanların sosyal medyayı kullanma şeklindeki değişikliklerden olan gizlilik tercihiyle alakalı. Katılımcılar ilerleyen yıllar içinde gizlilik ile ilgili daha korumacı davrandıklarını ve paylaştıkları fotoğraflardan mesajlaşmalarına kadar daha dikkatli davranıyor.
Instagram’a yeni katılan Jennifer Aniston’ın fazla ilgiden sayfası çöktü
