Meta CEO’su Mark Zuckerberg, Avrupa Birliği’nin (AB) ABD’li teknoloji şirketlerine yönelik uyguladığı antitröst cezalarına karşı ABD hükümetini harekete geçmeye çağırdı. Joe Rogan’ın podcast programında konuşan Zuckerberg, AB’nin son 20 yılda Amerikan teknoloji şirketlerine 30 milyar doların üzerinde ceza kestiğini belirtti. Bu durumu ABD’nin ekonomik stratejisine zarar veren bir hamle olarak nitelendiren Zuckerberg, Trump yönetiminden bu cezaların engellenmesi için adım atmasını beklediğini söyledi.
Cezalar ticaret engeli olarak görülüyor
Zuckerberg, Avrupa Komisyonu’nun antitröst kurallarını Amerikan teknoloji şirketleri aleyhine uygulamasını “ticaret tarifesi” olarak nitelendirdi. Geçtiğimiz Kasım ayında Meta, AB antitröst kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle 797 milyon avro cezaya çarptırılmıştı. Zuckerberg, bu tür cezaların yalnızca teknoloji şirketlerini değil, aynı zamanda ABD’nin ekonomik gücünü zayıflattığını ifade etti.
“ABD’nin en güçlü şirketlerine sahip olması stratejik bir avantaj ve bu avantajın korunması gerekiyor” diyen Zuckerberg, Biden yönetimini bu konuda yetersiz kalmakla eleştirdi. Zuckerberg’e göre, mevcut yönetim AB’nin bu tür politikalarını durdurmak yerine şirketlere yönelik baskıyı artırdı ve bu da AB’ye daha fazla ceza verme fırsatı tanıdı.
Zuckerberg, Trump yönetiminin bu durumu tersine çevirebileceğini ve ABD teknoloji sektörünü koruyabileceğini düşünüyor. “Trump’ın Amerika’nın kazanmasını istediğini biliyorum” diyerek, yeni yönetimden daha proaktif bir tutum beklediğini belirtti.
Zuckerberg’in açıklamaları, Meta’nın politikalarında yaptığı önemli değişikliklerin hemen ardından geldi. Şirket, üçüncü taraf doğrulama programını sonlandırarak, daha çok topluluk notlarına dayalı bir modele geçeceğini duyurdu. Bu değişiklik, Trump yönetimine yönelik bir jest olarak yorumlanıyor. Trump, geçmişte sosyal medya platformlarının içerik moderasyon politikalarını “sol eğilimli sansür” olarak eleştirmişti.
Meta ayrıca, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) programlarını da sonlandırma kararı aldı. Şirket, bu değişiklikleri “hukuki ve politik bağlamdaki değişimlere” uyum sağlama çabası olarak açıkladı. Bu hamle, Meta’nın yeni yönetimle daha uyumlu bir çizgi izlemeyi hedeflediğini gösteriyor.
Zuckerberg’in açıklamaları, Trump yönetimi için bir sınav niteliğinde. ABD teknoloji sektörünün geleceği, bu yönetimin uluslararası ticaret politikalarına ve özellikle Avrupa ile ilişkilerine bağlı olacak. AB’nin antitröst politikalarına müdahale edilip edilmeyeceği, ABD’nin küresel ekonomik gücünü koruma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Meta CEO’sunun Trump’a olan güveni, yalnızca şirketin çıkarlarını değil, aynı zamanda Amerikan teknolojisinin uluslararası alandaki pozisyonunu da koruma çabası olarak yorumlanabilir. Ancak, Trump yönetiminin bu çağrıya nasıl bir yanıt vereceği şimdilik belirsiz.
