Türkiye’nin yerli üretim ilk uçan aracı olarak dikkat çeken AirCar, ön siparişe açılmasıyla birlikte büyük bir ilgiyle karşılandı. AirCar Teknoloji ve Havacılık AŞ tarafından geliştirilen bu yenilikçi eVTOL (elektrikli dikey kalkış ve iniş yapabilen hava aracı) modeli, özellikle şehir içi ulaşımda yeni bir dönemin kapılarını aralamayı hedefliyor. Mayıs 2025’te ilk insanlı uçuşunu başarıyla tamamlayan AirCar Light Sport, 135 km/s azami hızı ve 80 kilometre menziliyle kısa mesafeli hava taşımacılığı için oldukça iddialı görünüyor.
AirCar resmen satışa sunuldu
Yüzde 100 elektrikli yapısıyla çevreci bir profil çizen AirCar, 400V yarı katı lityum-iyon bataryası sayesinde hızlı şarj desteği sunuyor ve yalnızca 15 dakikada %90 doluluğa ulaşabiliyor. 30 ila 45 dakika aralığında değişen uçuş süresiyle, yoğun şehir trafiğini havadan bypass etmek isteyen bireysel kullanıcılar veya kurumsal taşımacılık çözümleri için etkili bir alternatif olma potansiyeline sahip. İki kişilik kapasite ve 250 kilogram taşıma kapasitesiyle tasarlanan araç, kişisel hava aracı segmentinde hem teknolojik hem de pratik özellikleriyle dikkat çekiyor.
AirCar’ın 99.000 dolarlık vergisiz satış fiyatı, güncel döviz kuru üzerinden yaklaşık 4 milyon 100 bin TL’ye denk geliyor. Araç için yalnızca 250 dolarlık bir ön ödeme ile sipariş verilebiliyor. 2026 teslimatları şimdiden tükenmiş durumda ve yeni talepler 2027 teslimat takvimine alınmış bulunuyor. Bu da projeye olan güveni ve pazardaki heyecanı net şekilde ortaya koyuyor. Kullanıcılara ayrıca 400V DC şarj ünitesi, 2 yıl veya 500 uçuş saati garanti ve beş farklı renk seçeneği sunuluyor.
Meta’dan ilginç yapay zeka hamlesi
Gelişmiş çarpışma önleme yazılımı, otomatik devreye giren balistik paraşüt gibi güvenlik önlemleriyle donatılan AirCar, şehir içinde hem güvenli hem de verimli bir hava ulaşımı deneyimi sunmayı hedefliyor. 20 inç LED ekran, spor deri koltuklar ve kompakt bagaj alanı gibi detaylar ise aracı sadece bir ulaşım aracı olmaktan çıkarıp kullanıcı dostu bir yaşam alanına dönüştürüyor. Türkiye’nin mobilite vizyonu açısından önemli bir dönüm noktası olan bu proje, yerli teknolojiyle gökyüzüne açılan yeni bir kapı anlamına geliyor.