Pew Research Center tarafından gerçekleştirilen küresel araştırma, yapay zekanın dünya genelinde çoğu kişi tarafından heyecandan çok endişeyle karşılandığını gözler önüne serdi. Elde edilen verilere göre, katılımcıların önemli bir bölümü bu teknolojiyi potansiyel riskler barındıran bir gelişme olarak görüyor. Yapay zekaya karşı hem merak hem de kaygı duyanların oranı ortalama yüzde 43 iken, yalnızca endişe duyanların oranı yüzde 34’e ulaşıyor. Öte yandan, bu teknolojiyi tamamen olumlu bir gelişme olarak görenlerin oranı sadece yüzde 16’da kalıyor.
Yapay zekadan en çok korkan ülkeler belli oldu
Ülke bazında değerlendirildiğinde, yapay zekadan en çok endişe duyan ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri yer alıyor. ABD’de halkın yaklaşık yarısı bu teknolojiye karşı ciddi bir korku taşıyor. İtalya, Avustralya, Brezilya ve Yunanistan da benzer şekilde yüksek düzeyde endişe bildiren ülkeler arasında yer alıyor. Bu ülkelerde yetişkin nüfusun büyük kısmı yapay zekayı umut verici değil, riskli bir gelişme olarak görüyor.
Türkiye’deki sonuçlar ise küresel eğilimlerden bir miktar farklılık gösteriyor. Türkiye’de yapay zekadan doğrudan endişe duyanların oranı yüzde 26 olarak belirlenirken, hem kaygı hem de heyecan hissedenlerin oranı yüzde 35 olarak ölçüldü. Yapay zekadan yalnızca heyecan duyanlar ise yüzde 10’luk küçük bir kesimi oluşturuyor. Yüzde 19’luk bir grup ise endişe duymadan teknolojiye heyecanla yaklaştığını ifade ediyor. Bu veriler, Türkiye’de yapay zekaya karşı daha dengeli ve temkinli bir yaklaşım olduğunu gösteriyor.
Akıllı telefon satışları yükseliyor: İşte rakamlar
Araştırma, ülkeler arasında önemli farklar olduğunu ortaya koyarken, Kanada’da yalnızca yüzde 9’luk bir kesimin yapay zekadan saf bir heyecan duyduğu görülüyor. Güney Kore ise, bu teknolojiye olumlu bakan ülkeler arasında öne çıkıyor. Ancak genel tabloya bakıldığında, hiçbir ülkede halkın çoğunluğu yapay zekayı tamamen heyecan verici bir gelişme olarak nitelendirmiyor.
Ayrıca çalışmada, gelir ve eğitim seviyesi ile yapay zeka farkındalığı arasında doğrudan bir bağlantı olduğu tespit edildi. Yüksek gelirli ve eğitimli bireyler bu teknolojiye dair daha fazla bilgi sahibi olurken, daha düşük eğitim düzeyine sahip katılımcıların kaygılarının daha yoğun olduğu görüldü. Katılımcıların büyük bir kısmı ise hükümetlerin yapay zekayı yeterli ölçüde denetleyip denetleyemeyeceği konusunda şüphe duyduklarını dile getirdi.
