Intel TSMC’yi yakalayabilir

0
23 Okunma

Yarı iletken sektöründe küresel liderlik mücadelesi giderek kızışırken, Intel’in ABD’de hayata geçirdiği Arizona merkezli Fab 52 tesisi, üretim kapasitesi ve teknolojik altyapısıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Intel’in bu tesisi, aynı bölgede faaliyet gösteren TSMC operasyonlarını geride bırakan bir ölçeğe ulaşarak şirketin iddiasını somut biçimde ortaya koyuyor.

Intel, ABD fabrikası ile gündemde

ABD sınırları içindeki en gelişmiş çip üretim merkezlerinden biri olarak gösterilen Fab 52, Intel’in 18A adıyla tanımladığı 1,8 nanometre sınıfındaki üretim sürecine ev sahipliği yapıyor. Tesis tam kapasiteye ulaştığında haftada yaklaşık 10 bin, ayda ise 40 bin civarında plaka üretimi gerçekleştirebilecek şekilde tasarlandı. Bu üretim hacmi, TSMC’nin Arizona’daki Fab 21 tesisinin ilk iki aşamasının toplam kapasitesine denk bir gücü tek başına temsil ediyor.

Intel’in bu büyük yatırımında, Gate-All-Around mimarisine dayanan RibbonFET transistörler ve PowerVia olarak bilinen arkadan güç dağıtım teknolojisi gibi sektörde çığır açan yenilikler öne çıkıyor. Bu teknolojiler, hem performans hem de enerji verimliliği açısından Intel’in rekabette yeniden söz sahibi olma hedefini güçlendiriyor.

Tesisin teknolojik donanımı da en az üretim kapasitesi kadar iddialı. Fab 52, ASML’nin en güncel litografi çözümleriyle donatılmış durumda ve şu an için dört adet Low-NA EUV makinesi aktif olarak kullanılıyor. Bu sistemler arasında, saatte 220 plaka işleyebilen ve High-NA makinelerin bazı bileşenlerini barındıran NXE:3800E modeli özellikle dikkat çekiyor. Buna ek olarak, her biri saatte 160 plaka kapasitesine sahip üç adet NXE:3600D sistemi de üretimde görev alıyor.

Toplamda 15 EUV tarayıcısının yer alması planlanan Fab 52, ağırlıklı olarak Intel’in yeni nesil “Panther Lake” işlemcilerinin üretimine odaklanmış durumda. TSMC ise Arizona’daki yatırımlarında daha olgun 4 ve 5 nanometre süreçlerle ilerlemeyi tercih ediyor. Intel’in buna karşılık en ileri ve en riskli 1,8 nanometre düğümünü doğrudan ABD’de devreye alması, şirketin stratejik açıdan önemli bir avantaj yakalamayı hedeflediğini gösteriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz