Tedarik zinciri yönetiminde lider yazılım şirketi Blue Yonder, 22 Kasım’da büyük bir fidye yazılım saldırısına maruz kaldığını açıkladı. Bu saldırı, şirketin hizmetlerinde ciddi aksamalara neden olurken, Starbucks ve önde gelen market zincirleri gibi müşterileri de bu durumdan olumsuz etkilendi. Şirket, sistemlerini yeniden işler hale getirmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Starbucks ve market zincirleri saldırıdan nasıl etkilendi?
Blue Yonder, yapay zeka ve makine öğrenimi kullanarak tedarik zinciri operasyonlarını optimize eden bir yazılım devi olarak dünya çapında 3.000’den fazla müşteriye hizmet veriyor. Şirketin müşterileri arasında Coca-Cola Beverages Florida, Kimberly-Clark ve Bayer gibi dev isimler bulunuyor. Ancak, fidye yazılım saldırısı bu geniş müşteri kitlesinde önemli aksamalara yol açtı.
CNN’in haberine göre, Starbucks, Blue Yonder’ın hizmetlerindeki kesintilerden ciddi şekilde etkilendi. Şirketin baristalarının çalışma saatlerini takip eden sistemlerde aksaklıklar meydana geldi. Bunun yanı sıra, Birleşik Krallık’ın en büyük dört market zincirinden ikisi olan Morrisons ve Sainsbury’s de saldırıdan etkilendiklerini doğruladı. Bu tür tedarik zinciri kesintileri, şirketlerin operasyonlarında gecikmelere ve müşteri memnuniyeti sorunlarına neden olabilecek ciddi etkiler yaratıyor.
Blue Yonder, saldırının hemen ardından sistemlerini korumak ve yeniden işler hale getirmek için dış siber güvenlik firmalarıyla birlikte yoğun bir çalışma yürütüyor. Şirketin açıklamasına göre, Azure tabanlı genel bulut ortamında şu an için herhangi bir şüpheli aktivite tespit edilmedi. Ancak, hizmetlerin tam olarak ne zaman normale döneceği henüz netlik kazanmış değil.
Saldırıyı gerçekleştiren tehdit aktörleri, şu ana kadar saldırıyı üstlenmedi ve ne kadar fidye talep ettiklerine dair bir bilgi bulunmuyor. Ayrıca, Blue Yonder’ın şirket içi veya müşteri verilerinin bu süreçte zarar görüp görmediği de henüz doğrulanmadı.
Bu olay, küresel tedarik zincirinin siber güvenlik tehditlerine ne kadar açık olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Blue Yonder gibi kritik hizmet sağlayıcılar, modern ticaretin omurgasını oluştururken, bu tür saldırılar sadece şirketlerin değil, tedarik zincirindeki tüm oyuncuların operasyonlarını riske atabiliyor.
Fidye yazılım saldırılarının giderek daha karmaşık hale geldiği günümüzde, şirketlerin yalnızca savunma stratejilerini değil, aynı zamanda kriz yönetim planlarını da güçlendirmesi gerekiyor. Blue Yonder örneğinde görüldüğü gibi, büyük şirketlerin ve onların müşterilerinin karşılaştığı bu tür olaylar, siber güvenliğin iş sürekliliği açısından hayati önem taşıdığını bir kez daha ortaya koyuyor.