Bruce Schneier: 10 yıl sonra bile mahremiyet tehlikede

0
67 Okunma

Ünlü kriptografi ve güvenlik uzmanı Bruce Schneier, on yıl önce yayımlanan Data and Goliath kitabında mahremiyetin giderek yok olacağını öngörmüştü. Günümüzde, hem hükümetler hem de teknoloji devleri, kişisel verileri daha agresif bir şekilde toplamaya devam ediyor. Schneier’e göre, durum 2015’ten bu yana değişmek bir yana, daha da kötüleşti.

Mahremiyet yasaları yetersiz, devletler düzenleme yapmaya istekli değil

Kitabının yayımlanmasının ardından, ABD Kongresi gözetim yasalarını yüzeysel düzeyde düzenlese de NSA ve diğer istihbarat kurumları kitlesel gözetim faaliyetlerini sürdürüyor. Aynı şekilde, teknoloji şirketleri de kişisel verileri daha kapsamlı şekilde topluyor. Bulut teknolojilerinin yaygınlaşması, IoT cihazlarının evlerimize kadar girmesi ve akıllı telefonların hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesi, mahremiyetin kaybını hızlandırdı. Schneier’e göre, günümüzde gizliliği tamamen korumak neredeyse imkansız hale geldi.

Avrupa Birliği’nin GDPR gibi düzenlemeleri bireylerin verilerini korumaya yardımcı olsa da, bu tür yasalar büyük çapta bir değişiklik yaratmıyor. Schneier, ABD’nin federal düzeyde kapsamlı bir mahremiyet yasası çıkarması gerektiğini ancak bunun yakın zamanda gerçekleşmesinin mümkün olmadığını belirtiyor. Dev teknoloji şirketlerinin büyük gücü ve lobicilik faaliyetleri nedeniyle “gözetim kapitalizmi” hala hakim bir iş modeli olarak varlığını sürdürüyor.

Schneier, bireylerin veri toplama süreçlerine karşı bilinçlendiğini kabul etse de, bu farkındalığın önemli bir değişiklik yaratmadığını ifade ediyor. “İnsanlar mahremiyetlerinin ihlal edildiğini fark ediyor, ancak bundan kaçışın neredeyse imkansız olduğunu da biliyorlar” diyor. Özellikle, mahremiyet kaybını önlemek için dijital dünyadan tamamen uzaklaşmak gibi önerilerin artık geçerliliğini yitirdiğini ve bunun mantıklı bir çözüm olmadığını ekliyor.

Günümüzde en büyük tehlikelerden biri, yapay zekanın kişisel verileri işlemesi için büyük miktarda veriye ihtiyaç duyması. Endüstri, bireylerin verilerini yapay zeka modellerini eğitmek için kullanırken, mahremiyeti koruyacak önlemler genellikle göz ardı ediliyor. Schneier, yapay zeka destekli dijital asistanların kişisel verileri analiz etmek için bulut sistemlerini kullanmasının, kazanılmış mahremiyet haklarını daha da aşındıracağını düşünüyor.

Ancak Schneier, uzun vadede mahremiyetin korunabileceğine dair umudunu kaybetmiş değil. “50 yıl sonra bu uygulamaları, günümüzde çocuk işçiliği veya kölelik gibi kabul edilemez olarak değerlendireceğiz” diyor. Ancak bu noktaya ulaşmanın zorlu bir süreç olacağını da vurguluyor.

Schneier, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) hem güvenlik hem de gözetim görevlerini yürütmesinin çelişkili olduğunu ve bu kurumun ikiye bölünmesi gerektiğini savunuyor. Ancak böyle bir reformun gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğunu belirtiyor.

Gelecekte ABD hükümetinin mahremiyet konusunda nasıl bir politika izleyeceği hala belirsiz. Schneier, büyük teknoloji şirketlerinin politik sistem üzerindeki etkisini göz önünde bulundurarak, bu konuda iyimser olmanın zor olduğunu dile getiriyor.

Bruce Schneier, mahremiyetin şu anki gidişatından endişeli olsa da, uzun vadede bu durumun değişeceğine inanıyor. Ancak bireylerin, devletlerin ve kurumların mahremiyet konusunda daha bilinçli hareket etmesi gerektiğini ve bunun için kapsamlı yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz