Çin, 2024 yılında yaptığı Ar-Ge harcamalarıyla küresel bilim ve teknoloji sahnesinde dikkat çekici bir başarıya imza attı. Ülkenin Bilim ve Teknoloji Bakanı Yin Hejun’un paylaştığı verilere göre, Çin’in bu alandaki toplam yatırımı 507 milyar doları aştı. Bu rakam, 2020’ye kıyasla yüzde 48’lik bir artışı temsil ediyor ve Çin’in yalnızca mali kaynak açısından değil, aynı zamanda araştırmacı sayısı ve bilimsel üretim bakımından da dünya çapında öne çıktığını gösteriyor.
Çin, Ar-Ge yatırımlarında zirveye çıktı
Ar-Ge yoğunluğunu yüzde 2,68 seviyesine çıkaran Çin, bu oranla Avrupa Birliği ortalamasını geride bıraktı. Aynı zamanda, en fazla Ar-Ge personeline sahip ülke unvanını da elinde bulunduruyor. Kuantum teknolojilerinden yaşam bilimlerine, yeni nesil malzeme araştırmalarından uzay çalışmalarına kadar birçok stratejik alanda ciddi ilerlemeler kaydedildi. Çin, son beş yıldır uluslararası bilimsel yayın sayısında liderliğini korurken, uluslararası patent başvurularında da birinci sırada yer alıyor.
Ülkede faaliyet gösteren 524 şirket, dünyanın en büyük 2.000 sanayi Ar-Ge yatırımcısı arasında konumlandı. Bu şirketler, toplam Ar-Ge yatırımlarının yüzde 26,2’sini oluşturuyor. Ayrıca, yüksek teknoloji şirketlerinin sayısı 500 binin üzerine çıkarak son dört yılda yüzde 83 oranında artış gösterdi. Bu büyüme, Çin’in kurumsal inovasyon kabiliyetinin ne kadar hızlı geliştiğini ortaya koyuyor.
Samsung akıllı buzdolaplarında reklam göstermeye başladı
2024 yılında Çinli araştırmacılar, dünya çapında en çok etki yaratan akademik makalelerin üçte birine katkı sağladı. En çok atıf alan bilim insanları listesinde yer alan 1.405 Çinli araştırmacı, ülkenin bilimsel gücünü bir kez daha gözler önüne serdi. Bu sayı, 2021’e kıyasla yüzde 50’lik bir artışı ifade ederken, küresel toplamın da beşte birine karşılık geliyor. Çin bu alanda, dört yıl üst üste dünya sıralamasında ikinci sıradaki yerini korumayı başardı.
Temel bilimsel araştırmalara yönelik destek de ciddi şekilde artırıldı. 2024 yılında bu alana aktarılan fon 35 milyar dolara ulaştı. Bu miktar, 2020 yılına göre yüzde 70’i aşan bir artışı ifade ediyor ve Çin’in yalnızca uygulamalı değil, temel bilimsel çalışmalara da ne denli önem verdiğini gösteriyor. Tüm bu gelişmeler, ülkenin teknoloji ve inovasyon alanında nasıl sistematik ve uzun vadeli bir strateji izlediğini net biçimde ortaya koyuyor.
