Uluslararası Robot Federasyonu’nun yayımladığı son rapor, Çin’in robot üretiminde ulaştığı dikkat çekici başarıyı gözler önüne seriyor. Ülke, yalnızca 2024 yılı içerisinde fabrikalarına yaklaşık 300 bin yeni robot entegre ederek, aktif durumdaki robot sayısını 2 milyonun üzerine çıkardı. Bu rakam, dünyadaki toplam robot stoğunun büyük bölümünü Çin’in tek başına karşıladığını ortaya koyuyor. Öyle ki, aynı dönemde ABD’de yalnızca 34 bin robot kurulumu gerçekleşti; bu fark, Çin’in üretim gücünün geldiği noktayı çarpıcı şekilde özetliyor.
Çin, robot teknolojisinde seviye atladı
Bu başarı, tesadüfi değil. Pekin yönetimi, 2015 yılında başlattığı “Made in China 2025” stratejisi ile robotik ve ileri üretim teknolojilerini milli öncelik ilan etmişti. Devlet destekli politikalarla şekillenen bu süreçte, Çinli şirketlere düşük faizli krediler sağlandı, teknoloji şirketlerinin büyümesi için kamu sermayesi seferber edildi ve yabancı teknoloji firmalarının satın alınması doğrudan teşvik edildi. 2021’de yayımlanan kapsamlı bir planla da robot kullanımının yaygınlaştırılması, ulusal çapta bir hedef haline geldi.
Sonuç olarak, Çin’deki üretim tesisleri 2017’den bu yana her yıl ortalama 150 binin üzerinde robot kuruyor. Bu hız, ülkeyi yalnızca Asya’nın değil, tüm dünyanın üretim merkezi konumuna taşıdı. Bugün Çin fabrikaları, küresel üretimin üçte birini tek başına gerçekleştiriyor. Bu oran, ABD, Almanya, Japonya, Güney Kore ve Britanya’nın toplam üretiminden bile daha fazla.
Samsung Galaxy Tab A11 duyuruldu
Daha da dikkat çekici olan ise Çin’in robot teknolojisinde dışa bağımlılığını azaltma yolunda kaydettiği ilerleme. 2024 yılında kurulan robotların yaklaşık üçte ikisi artık Çin’de üretiliyor. Bu durum, hem yerli üreticilerin teknoloji geliştirme kapasitesindeki artışı hem de ülkenin kendi robotik ekosistemini kurmakta ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Çin’in dünya robot pazarındaki payı %33’e yükselmiş durumda. 2023 yılında bu oran %25’ti. Buna karşılık, daha önce sektörde lider olan Japonya’nın payı %38’den %29’a geriledi. Çin’in geldiği bu seviye, yalnızca bir üretim başarısı değil; aynı zamanda küresel ekonomik dengeleri yeniden şekillendirecek bir güç kayması anlamına geliyor. Çin artık sadece bir “dünyanın fabrikası” değil, aynı zamanda robotik teknolojinin de merkez üssü olma yolunda ilerliyor.