Bir dönem Avrupa yollarının tartışmasız hâkimi olan dizel motorlar, otomotiv pazarındaki hızlı dönüşümle birlikte ciddi bir düşüş yaşamaya devam ediyor. Eskiden yeni otomobil satışlarının yarısından fazlasını oluşturan dizel araçlar, artık şarj edilebilir hibritlerin (PHEV) gerisine düşerek ilk üç pazar payı arasındaki yerini kaybetti. Bu durum, dizelin tarihindeki en zayıf dönemlerden biri olarak değerlendiriliyor.
Dizel motor talebi azaldı
Dizel araçların gerilemesinde birçok etken rol oynuyor. 2010’lu yılların başında Avrupa’da büyük önem taşıyan dizel motorlar, Volkswagen’in emisyon skandalıyla başlayan süreçten sonra toparlanamadı. 2017’de benzinli araçlar, 2009’dan sonra ilk kez dizeli geride bıraktı. 2021’de tam hibritler, dizel satışlarını geçti; bir yıl sonra ise saf elektrikli modeller dizeli Avrupa pazarında geride bıraktı. 2025 yılı itibarıyla şarj edilebilir hibritlerin pazar payı yüzde 9,4’e ulaşırken, dizel motorlar yalnızca yüzde 8’de kaldı ve böylece dizel araçlar, şarj edilebilir hibritlerin gerisinde kalarak pazarın ilk üçünden çıktı.

Bu düşüşün arkasında sıkılaşan emisyon kuralları, üreticilerin hibrit ve elektrikli modellere yönelmesi ve küçük sınıf dizel araçların piyasadan çekilmesi gibi faktörler bulunuyor. Ayrıca, elektrifikasyon teşvikleri, yeşil araçlara uygulanan daha düşük vergiler ve benzinli motorların verimliliğinin artması, tüketicileri hibrit ve elektrikli modellere yönlendiren önemli etkenler arasında yer alıyor. Avrupa Birliği’nin 2035’te yürürlüğe girecek yeni içten yanmalı araç satış yasağı da dizelin cazibesini giderek azaltıyor.
Günümüzde hibrit araçlar, Avrupa’daki yeni araç satışlarının üçte birinden fazlasını oluşturuyor. Yılın ilk on ayında yüzde 34,7’lik pazar payına ulaşan hibritler, benzinli araçların yüzde 26,9 ve elektriklilerin yüzde 18,3’lük paylarının önünde liderliğini koruyor.


















