ABD merkezli teknoloji şirketi Radia, “dünyanın en büyük askeri nakliye uçağı” olarak tanımladığı yeni projesi WindRunner for Defense’i duyurdu. Bu devasa hava aracı, ABD ve NATO’nun mevcut hava taşımacılığı kapasitesindeki eksikleri kapatmak ve özellikle askeri lojistik ile insani yardım görevlerinde yeni bir standart belirlemek amacıyla geliştiriliyor. Radia’nın açıklamalarına göre, WindRunner, hem uzak bölgelere hem de altyapısı yetersiz alanlara doğrudan ve hızlı sevkiyat yapabilecek şekilde tasarlandı.
Dünyanın en büyük askeri nakliye uçağı geliştiriliyor
WindRunner, halihazırda kullanılan C-130 Hercules, C-5 Galaxy ve C-17 Globemaster III gibi stratejik nakliye uçaklarının sunduğu kapasitenin çok daha ötesine geçiyor. 6.800 metreküpten fazla iç hacme sahip olan bu yeni nesil uçak, C-5’in yaklaşık yedi katı, C-17’nin ise on iki katı kadar taşıma alanı sunuyor. Bu sayede, büyük askeri ekipmanlar ya da araçlar parçalanmadan, özel altyapı gerekmeden doğrudan görev bölgelerine taşınabilecek.
Uçağın dikkat çeken bir diğer özelliği de taşıyabileceği araç sayısı. WindRunner, tamamen monte edilmiş halde 6 adet CH-47 Chinook helikopteri taşıyabiliyor. Karşılaştırma yapıldığında, C-17’nin ancak bir helikopteri sökerek taşıyabildiği görülüyor. Ayrıca bu uçak; 4 adet CV-22 Osprey, 4 adet F-16 veya F-35C savaş uçağı ve tek bir görevde 12 adet Apache helikopterini taşıyabilecek kapasitede. Bu da onu sadece savunma değil, aynı zamanda uzay operasyonları gibi özel görevler için de uygun hale getiriyor.
OpenAI Apple çalışanlarını transfer ediyor
Teknik özelliklerine bakıldığında WindRunner, 108 metre uzunluğu, 80 metrelik kanat açıklığı ve 24 metrelik yüksekliğiyle adeta gökyüzünde süzülen bir dev gibi. Yaklaşık 740 km/s hızla seyretmesi planlanan uçağın maksimum taşıma kapasitesi 72.575 kilogram olarak açıklandı. En dikkat çekici özelliklerinden biri ise, 1.800 metre uzunluğundaki asfaltlanmamış pistlerden kalkış yapabilecek olması. Bu özellik, özellikle Avrupa, Hint-Pasifik ve Arktik bölgelerde yapılacak operasyonlar ve acil yardım görevlerinde büyük bir avantaj sağlayacak.
Radia, WindRunner’ın ilk operasyonel görevlerine 2030 yılı civarında başlamasını öngörüyor. Bu proje, sadece boyutuyla değil, aynı zamanda sunduğu lojistik olanaklarla da askeri taşımacılığın geleceğini yeniden şekillendirmeye aday görünüyor.
