Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Ağustos 2025 verileri, ülkede elektrikli otomobil satışlarının önceki aylara kıyasla düşüşe geçtiğini ortaya koydu. Özellikle Temmuz ayı sonunda yürürlüğe giren Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) artışının bu gerilemede doğrudan etkili olduğu görülüyor.
Elektrikli otomobil satışları azaldı
Ağustos ayı itibarıyla Türkiye’de trafiğe kayıtlı otomobil sayısı 16 milyon 944 bin 312’ye ulaştı. Bu araçların büyük bölümü hâlâ içten yanmalı motorlu modellerden oluşuyor. Dizel araçlar yüzde 33,1’lik oranla ilk sırada yer alırken, LPG ve benzinli araçlar toplamda yüzde 30,7’lik bir paya sahip. Hibrit otomobillerin payı yüzde 3,4 seviyesinde bulunurken, elektrikli otomobillerin oranı sadece yüzde 1,8’de kaldı. Bu dağılım, karayolu ulaşımında düşük emisyonlu araçların hâlâ sınırlı bir varlığa sahip olduğunu gösteriyor.
2025 yılının ilk 8 aylık döneminde elektrikli araçların yükselişi göze çarpıyordu. Trafiğe yeni kaydedilen otomobillerin yüzde 17,6’sını elektrikli modeller oluşturmuştu. Temmuz ayında ise bu oran yüzde 22,2’ye kadar çıkmıştı. Ancak Ağustos ayında bu ivme tersine döndü. Elektrikli araçların aylık kayıt sayısı yaklaşık 5 bin adet azaldı ve toplam pay yüzde 19,8’e geriledi. Bu düşüş, 24 Temmuz’da yürürlüğe giren ÖTV artışının etkisini doğrudan yansıtıyor. Önümüzdeki aylarda bu oranın daha da düşmesi bekleniyor.
Apple Watch önemli bir yenilik getiriyor
Elektrikli araçlara getirilen vergi artışı, bu segmentin fiyat avantajını önemli ölçüde zayıflattı. Sektör kaynaklarına göre, birçok tüketici satın alma kararını erteledi veya fosil yakıtlı ya da hibrit modellere yöneldi. Bu durum, elektrikli otomobil pazarında yıl başından bu yana yaşanan büyümenin hızını keserken, çevreci ulaşım hedeflerine ulaşılması konusunda da kısa vadeli bir duraksamaya neden olabilir.
Türkiye’de elektrikli araç pazarının büyümesi, büyük ölçüde devlet teşviklerine ve vergi politikalarına bağlı gelişiyor. Bu doğrultuda alınan her karar, satış rakamları üzerinde doğrudan etkili olmaya devam ediyor. Ağustos ayında yaşanan düşüş, bu dengenin ne kadar hassas olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
