Amerika Birleşik Devletleri’nin Nevada eyaletinde kurulan yeni nesil bir veri merkezi, elektrikli araçlardan çıkarılan kullanılmış bataryalar ve güneş enerjisi sayesinde faaliyet gösteriyor. Bu proje, yapay zeka çağında giderek artan veri işleme ihtiyaçlarına çevre dostu bir çözüm sunarken, enerji tüketimindeki yükselişe karşı sürdürülebilir bir yaklaşım getiriyor. Tesla’nın kurucu ortaklarından JB Straubel’in öncülüğündeki Redwood Materials ile enerji girişimi Redwood Energy’nin iş birliğiyle hayata geçirilen bu sistem, teknoloji dünyasında önemli bir yenilik olarak öne çıkıyor.
Eski elektrikli araç bataryaları, veri merkezlerinde kullanıldı
Veri merkezlerinin enerji talebi son yıllarda hızla artış gösteriyor. Özellikle yapay zeka ve bulut bilişim teknolojilerinin yaygınlaşması, bu merkezlerin elektrik tüketimini kritik seviyelere taşıdı. Yapılan projeksiyonlar, 2028 yılı itibarıyla ABD’deki toplam elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 12’sinin yalnızca veri merkezleri tarafından kullanılacağını gösteriyor. Bu durum, mevcut elektrik altyapısının sınırlarına yaklaşılabileceğine işaret ederken, yenilenebilir ve alternatif enerji kaynaklarına olan ihtiyacın da giderek büyüdüğünü ortaya koyuyor.
Redwood Materials’in geliştirdiği sistemde, kullanılmış elektrikli araç bataryaları doğrudan geri dönüşüme gönderilmek yerine ikinci bir kullanım alanı buluyor. Testler, bu bataryaların otomobil kullanımı için artık yeterli olmasa da enerji kapasitelerinin yarısından fazlasını koruduğunu ortaya koyuyor. Bu bataryalar, sabit ve kontrollü ortamlarda enerji depolama birimlerine dönüştürülerek veri merkezlerinin enerji ihtiyacını karşılamak üzere yeniden değerlendiriliyor.
Samsung, üçe katlanabilen telefonu ile karşımıza çıkacak!
Şirketin Kuzey Amerika genelinde kurduğu lojistik ağ, her yıl bölgedeki kullanılmış batarya paketlerinin büyük çoğunluğunu toplayarak detaylı analizlere tabi tutuyor. Yeniden kullanım için uygun olanlar, üretici bağımsız şekilde çalışan modüler enerji birimlerine dönüştürülüyor. Redwood’un geliştirdiği kontrol sistemi sayesinde farklı markalara ait bataryalar uyumlu biçimde entegre edilebiliyor.
Bu yeni sistem yalnızca enerji sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda döngüsel ekonomi prensibini de hayata geçiriyor. Bataryalar ikinci kullanım ömürlerini tamamladıktan sonra geri dönüştürülerek içlerindeki lityum, kobalt ve nikel gibi kritik materyaller tekrar ekonomiye kazandırılıyor. Böylece hem yeni batarya üretimi için madencilik ihtiyacı azalıyor hem de çevresel etkiler önemli ölçüde düşüyor.
Redwood Materials ve yapay zeka altyapı şirketi Crusoe’nun birlikte yürüttüğü mikroşebeke projesi, bu yaklaşımın en büyük ölçekli örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Proje, dört ay gibi kısa bir sürede tamamlanarak 12 megavat enerji üretimi ve 63 megavat-saat depolama kapasitesi sağladı. Bu yapı, dünya çapında ikinci ömür bataryaların kullanıldığı en büyük sistemlerden biri olmasının yanı sıra, Kuzey Amerika’nın en büyük mikroşebekesi olarak da ön plana çıkıyor. Veri merkezi ise halihazırda 2.000 grafik işlem birimini (GPU) çalıştırmak için bu enerjiden faydalanıyor.