Samsung, Exynos 2600 yonga setini yalnızca yeni nesil amiral gemisi telefonlarının kalbi olarak değil, aynı zamanda kendi dökümhane faaliyetleri için stratejik bir vitrin olarak konumlandırıyor. Şirket, bu işlemciyle birlikte 2 nm üretim sürecinin olgunluğunu kanıtlamayı hedeflerken, önceki 3 nm sürecinde yaşanan performans ve verimlilik sorunlarının ardından büyük müşterilerin güvenini yeniden kazanmayı amaçlıyor. Exynos 2600, Samsung’un istikrarlı performans ve daha iyi enerji verimliliği iddiasını somutlaştıracağı ilk geniş ölçekli örnek olarak görülüyor.
Samsung Exynos 2600 için Isı Kalkanı teknolojisi
Güney Kore kaynaklı yeni raporlar, Samsung’un bu hedef doğrultusunda Exynos 2600 için dikkat çekici bir soğutma yaklaşımı geliştirdiğini ortaya koyuyor. Apple ve Qualcomm gibi firmaların uzun süredir TSMC’ye yönelmesinin arkasında, Samsung’un geçmişte yaşadığı termal ve kararlılık problemleri bulunuyordu. Şirket, bu algıyı kırmak için “Heat Path Block” adı verilen yeni bir paketleme teknolojisi kullandığını ve bu yöntemle ısı yönetimini kökten iyileştirdiğini savunuyor.

Bu yeni tasarımda mobil işlemcinin hemen üzerine yerleştirilen bakır bir ısı alıcısı doğrudan ana çiple temas ediyor. Bu düzeni mümkün kılmak adına DRAM belleğin, önceki nesillerde olduğu gibi yonganın üstüne istiflenmesi yerine işlemcinin yan tarafına konumlandırıldığı belirtiliyor. Böylece ısı, paket içerisinde hapsolmadan çok daha hızlı bir şekilde dışarı aktarılabiliyor. Şirket içi test sonuçlarına göre bu mimari değişiklik, önceki Exynos modellerine kıyasla termal performansta yüzde 30’a varan bir iyileşme sağlıyor.
Samsung, 3 nm sürecinde yaşanan tereddütler nedeniyle önemli siparişleri rakiplerine kaptırmış olsa da 2 nm geçişinde daha kontrollü ve iddialı bir strateji izliyor. Şirket, bu yeni düğümün TSMC ile gerçek anlamda rekabet edebilecek seviyeye ulaştığına inanıyor ve Exynos 2600’ü de bunun tüketici tarafındaki ilk güçlü kanıtı olarak görüyor. İşlemcinin Galaxy S26 gibi üst seviye bir üründe yer alması, bu güvenin altını çizen önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Eğer Exynos 2600 beklenen performans ve ısı yönetimi kazanımlarını pratikte de sunabilirse, bu gelişme Samsung’un yarı iletken alanındaki itibarını güçlendirebilir. Böyle bir senaryo, şirketin büyük çip tasarımcılarıyla yeniden güçlü iş birlikleri kurmasını ve gelecekteki 2 nm siparişlerini güvence altına almasını kolaylaştırabilir. Uzun vadede ise Samsung’un gelişmiş üretim teknolojilerinde TSMC’ye karşı daha iddialı bir alternatif haline gelmesi açısından kritik bir dönüm noktası anlamına geliyor.


















