Mercedes, elektrikli araç teknolojisinde iddiasını bir kez daha gözler önüne serdi. Güney İtalya’daki Nardo yüksek hızlı test pistinde gerçekleştirilen kapsamlı testlerle, markanın yeni GT XX konsept aracı bir dizi rekoru geride bırakarak adeta tarihe geçti. Çinli üreticiler XPeng ve Xiaomi’nin rekor kırma yarışına katılan Mercedes, bu alandaki liderliği devralmakla kalmadı, farkı da büyük tuttu.
Mercedes GT XX, 5 dakikada 400km menzil şarj ediliyor
Haziran ayında tanıtılan GT XX, 1.360 beygir gücüne sahip ve iki eksenel akı motoruyla donatılmış durumda. Aracın 114 kWh kapasiteli bataryası, 850 kW’a kadar sürekli şarj desteği sunuyor. Bu sayede, WLTP standartlarına göre yalnızca 5 dakikalık şarjla yaklaşık 400 kilometrelik menzil eklenebiliyor. Bu özellik, hem teknolojik üstünlüğü hem de uzun yol sürüşlerindeki pratikliğiyle dikkat çekiyor.
Test boyunca araç, 7 gün 13 saat 23 dakika ve 7.10 saniye boyunca aralıksız sürüşe tabi tutuldu. Gece ve gündüz, sürekli yüksek hızla devam eden bu test sırasında GT XX, 12.5 kilometrelik pistte tam 3.177 tur attı. Bu süreçte 5.479 kilometre yol katederek, XPeng’in P7 modeliyle kırdığı 3.961 kilometrelik 24 saatlik mesafe rekorunu neredeyse 1.600 kilometreyle geride bıraktı. Mercedes’in bu rekoru, aynı zamanda kendi CLA konsept aracını da geçmiş oldu.
Testin en çarpıcı hedeflerinden biri ise, Jules Verne’in “Seksen Günde Devr-i Alem” eseriyle kurulan bağdı. GT XX, dünyanın çevresine eşdeğer olan 40.075 kilometrelik mesafeyi yalnızca 7 gün gibi kısa bir sürede tamamlayarak, hem edebi hem de teknolojik anlamda etkileyici bir başarıya imza attı.
Mercedes, bu süreçte iki farklı GT XX aracı kullandı ve her ikisi de zorlu testi benzer başarıyla tamamladı. Araçlar arasında yalnızca 25 kilometrelik bir fark olduğu belirtildi. Mühendisler, test boyunca enerji verimliliğini en üst seviyede tutarken aynı zamanda saatte 300 kilometre gibi oldukça yüksek bir hız ortalamasını korumayı başardı.
Her ne kadar şarj edilen enerji miktarına veya tüketim istatistiklerine dair detaylı bilgiler açıklanmasa da, bu testin standart sürüş koşullarına kıyasla çok daha yüksek enerji talep ettiği açık. Yine de Mercedes’in geliştirdiği sistemlerin bu yoğun yük altında bile sorunsuz çalışması, markanın elektrikli araç teknolojilerinde ulaştığı noktayı net bir şekilde ortaya koyuyor.
