Nvidia CEO’su Jensen Huang, ABD ile Çin arasındaki çip savaşında dikkat çekici bir değerlendirmede bulunarak teknoloji dünyasında yankı uyandırdı. Huang, Çin’in yarı iletken üretiminde ABD’nin yalnızca “nanosaniyeler” kadar gerisinde olduğunu vurgulayarak, Washington’un uyguladığı ihracat kısıtlamalarının artık geri tepebileceği konusunda uyarıda bulundu. Ona göre bu tür engellemeler, Çin’in teknoloji alanında daha da bağımsızlaşmasına neden oluyor.
Çin, yarı iletken üretiminde zirveye çıkabilir
Huang’ın açıklamalarında öne çıkan bir diğer nokta ise Çinli mühendislerin yetkinliği ve sektördeki ilerleme hızları oldu. Çin’in tartışmalı “9-9-6” çalışma kültürüne, yani sabah 9’dan akşam 9’a kadar haftada 6 gün çalışılan sisteme atıfta bulunan Huang, bu durumun Çin’i son derece rekabetçi bir pozisyona taşıdığını belirtti. Ona göre Çin artık sadece takip eden değil, aynı zamanda yenilik üreten ve hızla farkı kapatan bir teknoloji gücü konumunda.
Bu açıklamalar, Nvidia’nın uzun süredir beklenen H20 yapay zeka GPU’sunu Çin pazarına yeniden sunmaya hazırlandığı bir döneme denk geldi. ABD Ticaret Bakanlığı’nın bu model için lisans vermeye başlaması, şirketin Çin ile olan ticari ilişkilerini yeni bir düzleme taşıyabileceğinin sinyallerini veriyor. Nvidia, mevcut kısıtlamalara uyum sağlayacak şekilde optimize edilmiş, aynı zamanda performansı artırılmış yeni GPU modelleri üzerinde de çalışmalarını sürdürüyor.
Xiaomi 17 serisi satış rekoru kırıyor
Diğer yandan Çin tarafında da büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Huawei, kendi geliştirdiği Ascend 910B çipleriyle donatılan Atlas 900 A3 süper bilgisayar sistemlerinin seri üretimine geçti. Bu gelişme, Çin’in dışa bağımlılığını azaltmak ve kendi teknolojik ekosistemini kurmak yönündeki kararlılığını ortaya koyuyor. Huawei’nin 2027 yılına kadar mevcut uluslararası performans standartlarını yakalamayı, hatta aşmayı hedeflemesi, çip rekabetinin önümüzdeki yıllarda daha da sertleşeceğini gösteriyor.
Jensen Huang’ın sözleri, sadece bir teknolojik uyarı değil, aynı zamanda ABD’nin küresel etkisini nasıl sürdüreceği konusunda stratejik bir bakış açısı sunuyor. Çip savaşları artık yalnızca donanım değil, aynı zamanda diplomasi, pazar erişimi ve jeopolitik güç dengesi üzerinden şekilleniyor.
