Pasifik Ateş Çemberi nedir?

0
80 Okunma

Rusya’nın doğusunda, Kamçatka Yarımadası açıklarında meydana gelen 8.8 büyüklüğündeki deprem, dünya genelinde sismik risklere yönelik endişeleri yeniden gündeme taşıdı. Depremin merkez üssü, yerin yaklaşık 20 kilometre derinliğinde ve Petropavlovsk-Kamçatskiy kentine 119 kilometre mesafede bulunuyor. Yetkililer ilk açıklamalarda ciddi bir can kaybı ya da büyük çaplı yıkımın yaşanmadığını bildirdi. Ancak hafif yaralanmaların olduğu ve artçı sarsıntıların 7.0 büyüklüğüne kadar ulaştığı ifade edildi.

Pasifik Ateş Çemberi hakkında tüm bilgiler

Depremin ardından Japonya, ABD’nin batı kıyısı, Hawaii ve Pasifik Okyanusu’na kıyısı olan birçok ülke için tsunami uyarısı yapıldı. Sahil bölgelerinde tahliyeler başlatıldı. Uzmanlar, 4 metreye kadar ulaşabileceği tahmin edilen dalgaların, yalnızca merkez üssüne yakın bölgelerde değil, binlerce kilometre uzaklıktaki kıyı hatlarında da yıkıcı etkilere neden olabileceğini belirtiyor.

Bu sarsıntı, Pasifik Ateş Çemberi olarak bilinen ve dünyanın en aktif sismik bölgelerinden biri üzerinde gerçekleşti. Yaklaşık 40 bin kilometre uzunluğa sahip olan bu çember, Pasifik Okyanusu’nu çevreleyen levha sınırları boyunca uzanıyor. Bölge, yeryüzündeki büyük depremlerin yüzde 90’ının ve aktif volkanların yaklaşık yüzde 75’inin görüldüğü bir sismik kuşak olarak tanımlanıyor. Japonya, Endonezya, Filipinler, Papua Yeni Gine, Yeni Zelanda, Peru, Şili, Kanada, ABD ve Rusya gibi ülkelerin kıyıları bu tehlikeli bölge içinde yer alıyor.

Pasifik Ateş Çemberi, Pasifik levhasının çevresindeki levhalarla sürekli temas hâlinde olması nedeniyle sürekli enerji birikimine sahne oluyor. Bu enerji, zamanla kırılma ve yer değiştirmelerle boşalıyor ve büyük depremleri tetikliyor. Kamçatka’da yaşanan son sarsıntı, bu zincirin yeni halkası oldu. 1960’ta Şili’de yaşanan 9.5 büyüklüğündeki deprem, şimdiye kadar kaydedilen en büyük sismik olay olarak hafızalara kazındı. Onu 2004 yılında Endonezya’daki 9.1 ve 2011 yılında Japonya’daki 9.0 büyüklüğündeki depremler izledi. Kamçatka’daki 8.8’lik deprem, 2025 yılı itibarıyla çemberde yaşanan en büyük depremler arasında yer aldı.

Samsung telefon satışlarında Apple’ı yakalıyor

Pasifik Ateş Çemberi’ndeki hareketlilik, yalnızca bölge ülkelerini değil, okyanus kıyısındaki tüm yerleşimleri ve küresel deniz trafiğini etkileyebilecek kapasitede. Bu nedenle tsunami riski, sadece bölgesel değil, küresel ölçekte bir tehdit olarak değerlendiriliyor. Türkiye, bu kuşağın dışında yer alıyor ve Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde bulunuyor. Ancak Pasifik merkezli depremlerin yol açabileceği tsunami ve lojistik riskler, dünyanın diğer bölgeleri için de dolaylı etkiler yaratabiliyor.

Kamçatka’daki deprem sonrası tsunami uyarısı verilen bölgelerde tahliye çalışmaları devam ediyor. Yetkililer, gelişmeleri izlemeye devam ederken, gözler özellikle dalgaların kıyıya ulaşma ihtimali ve alınan önlemlerin yeterliliğinde. Okyanus kıyısındaki şehirler için bu sarsıntı, bir kez daha doğa karşısındaki kırılganlığı hatırlatmış oldu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz