Son dönemin en çok konuşulan yerli yapımlarından biri olan Prens dizisi, yeni bir başarıya daha imza attı. Daha önce BluTV’nin orijinal içeriği olarak seyirciyle buluşan dizi, BluTV’nin Nisan ayında HBO Max’e dönüşmesiyle birlikte platformun içerik arşivine dahil edildi. Bu değişimle birlikte Prens, küresel platformda dikkat çeken bir çıkış yaptı.
Prens dizisi, yeni bir rekora imza attı
Dizinin 9 Mayıs’ta başlayan üçüncü sezonu, HBO Max etiketiyle izleyiciyle buluştuğu andan itibaren büyük bir ilgi gördü ve platformun uluslararası yapımları arasında en çok izlenen içerik olmayı başardı. Warner Bros. Discovery’nin paylaştığı verilere göre, Türkiye’deki Max kullanıcılarının yüzde 74’ü Prens dizisini izledi. Bu oran sadece dizinin yüksek izlenme rakamlarına işaret etmekle kalmıyor, aynı zamanda platforma yeni kullanıcı kazandırmadaki etkisini de ortaya koyuyor.
HBO Max, bugüne dek birçok Avrupa ülkesinde yerel projelere yer vermiş olsa da, küresel çapta en büyük izleyici başarısını Prens ile yakaladı. Bu gelişme, Türkiye’de üretilen orijinal içeriklerin uluslararası ölçekte dikkat çekebileceğini ve rekabet edebilir bir kaliteye sahip olduğunu bir kez daha gösterdi. Warner Bros. Discovery’nin bu başarı sonrası Türkiye merkezli yeni yapımlar üzerinde çalışmaya başladığı da gelen bilgiler arasında yer alıyor.
Bu iOS 26 özelliği, tüm iPhone’larda çalışmıyor!
Giray Altınok ve Kerem Özdoğan’ın kaleminden çıkan Prens, hikâyesini hayali Bongomia Krallığı’nda kuruyor. Macar İmparatorluğu’nun tehdidi altında bulunan bu krallıkta, kralın beklenmedik ölümü sonrasında taht, suikasta uğrayıp akli dengesini kaybeden Thenio’nun ardından onun tamamen hazırlıksız kardeşi Prens’e kalıyor. Siyasi ve sosyal sorumluluklara dair hiçbir donanıma sahip olmayan bu karakterin yaşadığı absürt olaylar, diziye özgün bir mizah tonu kazandırıyor.
Üçüncü sezonuyla yalnızca Türkiye’deki izleyiciler değil, uluslararası izleyici kitlesi tarafından da ilgiyle karşılanan Prens, yerli yapımların küresel dijital platformlarda daha görünür hale gelebileceğini güçlü bir şekilde kanıtlamış oldu. Bu başarı, Türk dizi sektörünün küresel ölçekteki potansiyelini de yeniden gündeme taşıyor.
