TikTok, son yıllarda büyük bir popülerlik kazansa da, uygulamanın özellikle gençler üzerindeki olumsuz etkileri uzun süredir tartışma konusu. Bu hafta içinde, 14 ABD eyaletinin başsavcıları TikTok’a, gençlerin zihinsel sağlığına zarar verdiği gerekçesiyle dava açtı. Dava dosyalarına göre, TikTok’un kendi iç araştırmaları da bu iddiaları doğrular nitelikte. NPR ve Kentucky Public Radio’nun haberine göre, TikTok yöneticileri, uygulamanın gençler üzerinde yarattığı potansiyel zararların farkında.
TikTok’un kendi araştırmaları, gençlerin zihinsel sağlığını olumsuz etkiliyor
Dava dosyalarında, TikTok’un “kompulsif kullanım” (zorlayıcı kullanım) ile gençlerin zihinsel sağlığı üzerindeki bir dizi olumsuz etki arasında güçlü bir bağlantı olduğunu kabul ettiği belirtiliyor. Özellikle, bu kullanımın analitik düşünme, hafıza oluşumu, bağlamsal düşünme, empati kurma ve sohbet derinliği gibi yetenekleri olumsuz etkilediği vurgulanıyor. Bu da gençlerin zihinsel gelişimlerini zayıflatarak, anksiyete seviyelerini artırıyor.
ABD’deki Kentucky eyaletinin TikTok’a karşı açtığı davada, uygulamanın gençler üzerindeki etkilerine dair yapılan araştırmaların detayları yer alıyor. Davada, TikTok’un iç yazışmalarına da yer verilmiş durumda. Bu yazışmalarda, ebeveynlerin çocuklarının TikTok kullanımını sınırlamasına izin veren bir özelliğin varlığı kabul ediliyor, ancak bu özelliğin kullanım süresini yalnızca günde 1.5 dakika kadar azalttığı belirtiliyor. İlginç olan ise, bu özelliğin başarı ölçütünün kullanım süresini azaltmak yerine, TikTok’a olan kamu güvenini artırma şeklinde belirlenmiş olması.
TikTok’un medya aracılığıyla elde ettiği olumlu imajın, gençler üzerindeki olumsuz etkilerin üstünü kapatma çabası olarak yorumlanabilir. Ancak TikTok, bu iddiaları reddediyor ve NPR’ın yayımladığı bilgilerin yanıltıcı olduğunu ve eski belgelerin bağlamından koparılarak paylaşıldığını savunuyor.
TikTok sözcüsü, NPR’ın yayımladığı alıntıların yanıltıcı olduğunu ve uygulamanın topluluk güvenliğine olan bağlılığını yanlış yansıttığını belirtti. Sözcü, belgelerin eski ve bağlam dışı olduğunu iddia ederken, TikTok’un gençlerin güvenliği konusunda aldığı önlemleri savundu. Ancak, davada yer alan belgeler, platformun gençler üzerindeki olumsuz etkilerini ve bu etkileri azaltmak yerine imajını düzeltmeye odaklandığını gösteriyor.
ABD genelinde birçok başsavcı, TikTok’un gençlerin zihinsel sağlığı üzerindeki etkilerinin daha ciddi şekilde ele alınması gerektiğini savunuyor. Dava sürecinde ortaya çıkan bu araştırmalar, TikTok’un sosyal medya platformlarının gençler üzerindeki etkilerini göz ardı ettiğini ve asıl odak noktasının halkla ilişkiler olduğunu ortaya koyuyor.
TikTok’un gençler üzerindeki etkileri, sadece TikTok’a özgü değil. Birçok sosyal medya platformu, gençler arasında bağımlılık yaratıcı özellikleri nedeniyle eleştiriliyor. Ancak, TikTok’un kısa süreli videolar ve sürekli yenilenen içerik akışı, özellikle gençler için daha fazla bağımlılık yaratıcı olarak kabul ediliyor. Bu, gençlerin günlük hayatlarında sosyal medya kullanımını sınırlamakta zorlanmasına neden oluyor ve zihinsel sağlıklarına zarar veriyor.
Sonuç olarak, TikTok’un gençler üzerindeki olumsuz etkileri, platformun kendi araştırmalarında bile kabul edilen bir gerçek. Ancak bu etkilerin nasıl azaltılacağı konusunda platformun aldığı önlemlerin etkisiz olduğu ve asıl amacın halkla ilişkilerde başarı sağlamak olduğu görülüyor. Davalar, bu sorunun daha fazla incelenmesi gerektiğini ve sosyal medya platformlarının gençler üzerindeki etkilerini daha ciddi şekilde ele alması gerektiğini gösteriyor.