Çip üretiminde dünya liderlerinden biri olan Tayvan merkezli TSMC, ABD’deki üretim kapasitesini büyük ölçüde artırmak için harekete geçti. Şirket, ileri teknoloji çip üretiminde önemli bir adım atarak, 2nm ve 1.6nm (A16) süreçlerini planlanandan bir yıl önce ABD’deki tesislerine taşımaya karar verdi. Bu gelişme, Amerika Birleşik Devletleri’nin çip üretim teknolojisinde Tayvan’ın yalnızca bir yıl gerisinde kalacağı anlamına geliyor ve ülkenin yarı iletken sektöründe stratejik konumunu güçlendirmesi açısından kritik bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Trump’ın baskıları işe yaradı
TSMC’nin Arizona’da inşa ettiği yeni tesisler, bu dönüşümde kilit rol oynuyor. Halihazırda 4nm çiplerin üretiminin sürdüğü bu tesislerde, 3nm üretim hatlarının da yıl sonuna kadar aktif hale gelmesi planlanıyor. Ancak asıl dikkat çeken gelişme, Fab 4 olarak adlandırılan yeni üretim hattının 2027 itibarıyla 2nm ve A16 sınıfı çip üretimine geçecek olması. Şirketin küresel takvimine göre bu teknolojiler Tayvan’da sırasıyla 2025 sonu ve 2026 ortasında devreye girecek. Yani ABD, bu en ileri üretim teknolojilerine sadece bir yıl gecikmeyle erişmiş olacak.
Bu hızlandırılmış yatırım kararı, doğrudan ABD’nin jeopolitik kaygılarıyla da bağlantılı. Çin ile Tayvan arasındaki artan gerilim, ABD’yi kendi çip tedarik zincirini daha bağımsız ve güvenli hale getirmeye yöneltti.
Samsung Galaxy XR yakında geliyor
Özellikle Trump döneminden bu yana hız kazanan çip üretimini yerli hale getirme stratejisi, bugün meyvelerini vermeye başladı. Washington yönetimi, TSMC’ye ABD’deki üretim kapasitesini artırma yönünde güçlü bir baskı uygularken, bu baskının sonucunda şirket yatırımlarını planlanandan daha erken hayata geçirme kararı aldı.
TSMC’nin ABD’de inşa ettiği toplam altı üretim tesisiyle, 2026 yılı itibarıyla ülkenin ileri teknoloji çip talebinin en az yüzde 30’unu karşılaması bekleniyor. Bu, sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir dönüşüm anlamına geliyor. ABD, teknoloji savaşlarında en kritik alanlardan biri olan yarı iletken üretiminde Tayvan gibi bir devi kendi topraklarına çekerek, ulusal güvenlik ve sanayi politikaları açısından önemli bir avantaj elde etmiş oluyor.
