Yapay zeka (YZ), yalnızca teknoloji dünyasını değil, aynı zamanda demokratik süreçleri de dönüştürmeye hazırlanıyor. 2025 yılı itibarıyla, YZ’nin seçimlerden yasama süreçlerine kadar demokrasinin birçok alanını etkilemesi bekleniyor. Ancak bu değişim, yalnızca olumsuz senaryolardan ibaret değil; YZ, siyaseti daha erişilebilir ve eşitlikçi hale getirme potansiyeline de sahip.
Yapay zeka ve demokratik süreçlerin dönüşümü
Dünya genelinde siyasiler, YZ’nin sunduğu yenilikçi araçları şimdiden kullanmaya başladı. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, çok dilli seçmen kitlesine hitap etmek için konuşmalarını gerçek zamanlı çeviren YZ teknolojilerinden faydalanıyor. Güney Kore’de başkan adayları, binlerce seçmenin sorularını aynı anda yanıtlamak için YZ avatarları kullandı. ABD’de kampanya ekipleri, geleneksel yöntemleri YZ destekli veri analizleriyle birleştirerek daha hızlı ve etkili sonuçlar elde ediyor.
YZ, düşük bütçeli yerel kampanyalar için bile erişilebilir bir destek aracı olarak öne çıkıyor. Tipik bir adayın sınırlı kaynaklara sahip olduğu göz önüne alındığında, bu teknolojiler bazen tek seçenek haline geliyor. Örneğin, 2024 yılında ABD’nin Amerikan Samoası ön seçimlerinde neredeyse hiç tanınmayan bir aday olan Jason Palmer, YZ destekli mesajlaşma ve YZ avatarları sayesinde başarıya ulaştı.
Tüm bu potansiyel faydalara rağmen, YZ’nin demokratik süreçlere entegrasyonu riskleri de beraberinde getiriyor. Otomasyonun ölçeklenebilirliği, politik reklamcılığı kişiselleştirilmiş bir demagoji aracına dönüştürebilir. Adaylar, seçmenlerin duymak istediği mesajları verebilir, ancak bu mesajların doğruluğu tartışmalı hale gelebilir.
Dahası, YZ’nin yaygınlaşması, sistemleri manipülasyona açık hale getirebilir. Rakip gruplar, kampanyaların YZ araçlarını hackleyerek veri sızıntılarına veya sistem çöküşlerine neden olabilir. Ayrıca, YZ’nin etik değerleri kodlama yeteneği sınırlıdır. Her ideolojinin farklı öncelikleri ve doğruluk tanımları olduğu için, partizan YZ araçları arası güven sorunu yaşanabilir.
YZ’nin demokratik süreçlere etkisi sadece siyasilerle sınırlı kalmayacak. Avukatlar, sivil toplum kuruluşları, gazeteciler ve hatta bürokratlar, işlerini kolaylaştırmak için bu araçlardan yararlanmaya başlayacak. Örneğin, yargıçlar kararlarını yazarken zaman kazanmak için YZ’yi kullanabilir, haber kuruluşları ise bütçe kesintilerini gerekçelendirmek adına YZ destekli içerik üretebilir.
Bu dönüşümün demokrasi için olumlu mu yoksa olumsuz mu olacağını zaman gösterecek. Ancak, YZ’nin gücünü kullanırken adalet, eşitlik ve şeffaflığı savunmak, demokratik değerleri korumak için kritik önem taşıyor. Seçmenler olarak, YZ’nin demokrasiyi daha kapsayıcı hale getirme potansiyelini desteklemek ve kötüye kullanımını engellemek için proaktif bir rol üstlenmeliyiz.