Sanal gerçeklik gözlükleri hızla popülerleşiyor. Henüz sanal gerçeklik dünyasına adım atmadıysanız ve onu sadece Oculus Rift gibi oyun odaklı ürünlerden ibaret sanıyorsanız, çok yanılıyorsunuz.
Dünyanın en önemli teknoloji şirketleri sanal gerçekliği günlük hayatın bir parçası haline getirmek için onlarca milyar dolarları harcamak için birbirleriyle yarışıyorlar. Ayrıca Google, Samsung, Sony gibi şirketler, doğrudan akıllı telefon ekranları üzerinde sanal gerçeklik videoları izlemenizi mümkün kılan gözlük aparatları ile şimdiden “çok satıyorlar”.
Çok yakın gelecekte ise sanal gerçeklik sayesinde, sanal sohbet odalarında arkadaşlarımızla sohbet edeceğiz, fiziksel olarak birbirinden uzak olan insanlar aynı sanal odada yan yana oturup sinema filmi izleyebilecek, bu sırada sohbet edebilecek, filmi eleştirebilecek, doğum günlerinde, özel günlerde, kutlamalarda birbirinden uzak aileler, sanal gözlüklerle bir araya gelecek. Çalışanlar ev-ofis sistemiyle çalışırken iş arkadaşları ile sanal toplantı odalarında toplantılar yapabilecekler.
Ancak tüm bu teknolojik gelişmenin önünde önemli bir sorun var: Ev kedileri.
Sahiplerinin ayaklarına sürtünmeyi çok seven ev kedileri, ne yazık ki, sanal gerçekli gözlüğü takmış insanların ayağı altında ezilerek sakatlanma hatta ölüm tehlikesi yaşıyorlar.
Dolayısıyla teknoloji şirketleri şimdi bu soruna bir çözüm getirmek için hazırlık yapıyorlar. Buna göre, ev sahipleri sanal gerçeklik gözlüklerini takarken aynı zamanda ev kedilerinin sırtına da özel bir sensör cihazı takacaklar. Bu sensör cihazı ev sahibinin gözündeki sanal gerçeklik gözlüğü ile iletişim halinde olacak ve ev sahibin kedinin oda içinde nerede olduğunu gözlüğü üzerinden seçebilecek. Böylece sanal dünyada adım atarken yanlışlıkla gerçek dünyada masum bir kediyi ezme tehlikesinin önüne geçebilecek.
Bu yeni teknoloji henüz geliştirme aşamasında ve hayata geçebilmesi için diğer sanal gerçeklik standartları ile uyumlu hale getirilmesi gerekiyor. O zamana kadar, evde sanal gerçeklik dünyalarına dalarken, evdeki haylaz kediyi aklınızdan çıkarmamaya çalışın. Hiçbir teknolojik eğlence, bir canlının hayatından değerli olamaz.
