2023 yılı, pandeminin ardından sinema dünyası için kayda değer bir yıl oldu. ‘Beau is Afraid’ ve ‘Poor Things’ gibi sanatsal yapımlardan ‘Killers of the Flower Moon’ ve ‘Napoleon’ gibi bağımsız yapımların çıkışı farklı zevklere hitap eden bir film yelpazesi yarattı. Bu yıl ayrıca kadın yönetmenlerin de yılı oldu.
Yetenekli kadınların 2023’de çıkardıkları 10 film
Kuşkusuz bu yıl, kadın sinemacıların öne çıktığı, kamera arkasındaki hünerlerini ve yaratıcılıklarını sergiledikleri bir yıl oldu. Kadın yönetmenlerin dikkat çeken filmleri arasında, Celine Song’un Past Lives’ı, on yıla yayılan son derece dokunaklı bir aşk hikayesi ile öne çıkıyor. Bu dokunaklı hikâye, duygu derinliği ve hikâye anlatımındaki ustalığıyla izleyiciler üzerinde derin izler bırakıyor. Gelin listenin tamamına göz atalım:
Fair Play (Chloe Domont)
Netflix filmi olan Fair Play, toksik maskülinite ve ilişki içindeki güç mücadelelerini inceliyor. Bridgerton’dan Phoebe Dynevor ve Oppenheimer’dan Alden Ehrenreich’in canlandırdığı Emily ve Luke’un aşkı, Emily’nin terfisinin güç dinamiğini değiştirmesiyle bozulurken, 80’ler-90’lar erotik gerilim filmlerini anımsatıyor.
Film, toplumsal cinsiyet eşitliğini ve başarının bedelini korkusuzca irdeleyerek cesur bir giriş yapıyor.
Joy Ride (Adele Lim)
Joy Ride, sinemada Asyalı-Amerikalı temsilinin devamı niteliğinde. Ashley Park ve Stephanie Hsu’nun başrollerini paylaştığı film, bir grup Asyalı-Amerikalı arkadaşın öz annelerini aramak için Çin’e yaptıkları cesur yolculuğu anlatıyor.
Açık saçık olmasına rağmen dostluk ve kendini keşfetme temalarıyla dengelenen film, kara mizahı duygusal derinlikle harmanlayarak, çok sayıda müstehcen sahne içeren geleneksel yol filmlerine de farklı bir yorum getiriyor.
Bottoms (Emma Seligman)
The Bear’ın çıkış yapan oyuncusu Ayo Edebiri’nin de rol aldığı hicivli lise filmi bekâretlerini ponpon kız aşklarına kaybetmek için bir dövüş kulübü kuran popüler olmayan iki öğrenci PJ ve Josie’yi anlatıyor.
Bottoms’la ilgili her şey, kara mizahtan şiddete kadar abartılı. Keskin senaryosu ve oyuncuların kimyasıyla film, bir gençlik kült-klasiği filmi olma potansiyeline sahip.
Polite Society (Nida Manzoor)
Edgar Wright klasiklerini andıran bir İngiliz aksiyon-komedi cevheri olarak karşımıza çıkıyor. Film, dublör olma hayalleri kuran genç bir kız olan Ria Khan’ı konu alıyor.
Ustaca kurgusu, kültürel nüansları, kadınların gücü ve kadın ilişkileri temaları ilgi çekerken, filmin sosyal yorumu ve kadınların güçlenmesinin tasviri ataerkil normlara cesurca meydan okuyor.
You Hurt My Feelings (Nicole Holofcener)
Bir A24 draması olan film, dürüstlük ve ilişkilerin karmaşıklığını ele alıyor. Julia Louis-Dreyfus, psikolog kocası Dom (Tobias Menzies) ile New York’ta yaşayan bir yazar olan Beth’i canlandırıyor.
Beth, Dom’un yeni kitabına dürüst ve olumsuz bir tepki verdiğine kulak misafiri olunca, evlilikleri altüst olur. Son derece komik ve karakter odaklı film, söylediğimiz yalanların etkilerini ve tamamen şeffaf olmanın daha az incitici olup olmadığını ele alıyor. Hayatın içinden bir kesit formatında sunulan film, izleyenleri düşüncelere itiyor.
Barbie (Greta Gerwig)
Küresel bir popüler kültür fenomeni ve yılın en yüksek hasılat yapan filmi olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Barbie rolünde Margot Robbie ve Ken rolünde Ryan Gosling’in başrollerini paylaştığı film, Barbie’nin gerçek dünyaya adım atarken yaşadığı varoluşsal krizi ele alarak toplumsal normlar ve cinsiyet rolleri hakkında tartışmalara yol açıyor.
Gerwig’in yönetmenliği gişe rekorları kırarak bir kadın tarafından yönetilen en yüksek hasılatlı film oldu. Barbie, aynı zamanda toplumsal cinsiyet rolleri hakkında önemli tartışmaları gündeme getirerek gişe rekorları kıran hiçbir filme benzemiyor.
A Thousand and One ( A.V. Rockwell)
A.V. Rockwell’in ilk yönetmenlik denemesi olan film, Sundance’te çok ses getirdi. Film, oğlu Terry’yi (Aaron Kingsley Adetola) koruyucu aileden geri alan kararlı bir anne olan Inez’i (Teyana Taylor) anlatan sürükleyici bir dram sunuyor.
Terry ve Inez’in New York’ta istikrarlı bir yaşam arayışlarında eşitsizlik, fedakârlık ve kararlılık gibi sosyal konuları görüyoruz. Rockwell’in anlatısı ise izleyicileri bu karakterlerin yerine koyarak, hak ettikleri şansı yakalamaları için empati kurmalarını sağlıyor.
Rye Lane (Raine Allen Miller)
İngiltere’de geçen hikâye, her ikisi de kötü bir ayrılıktan sonra toparlanmaya çalışan Dom (David Jonsson) ve Yas’ın (Vivian Oprah) Güney Londra’da geçirdikleri kaotik bir günde birbirlerine bağlanmalarını konu alıyor.
Allen-Miller bilindik romantik komedi kalıplarının dışına çıkıyor. Doksan dakikanın altındaki kısa süresiyle Rye Lane, romantik komedi kategorisinde öne çıkıyor.
Are You There God? It’s me, Margaret (Kelly Fremon Craig)
Judy Blume’un 1970 tarihli sevilen romanından uyarlanan film, ergenliğin çalkantılı deneyimini inceleyen sıcak ve içten bir ergenlik filmi. Abby Ryder Fortson, ailesiyle birlikte şehirden banliyöye taşınan 11 yaşındaki Margaret’ı canlandırıyor.
Film, yaygın ergenlik deneyimlerini dürüst ve esprili bir şekilde ele alıyor.
Past Lives (Celine Song)
Film, Sundance prömiyerinin ardından 2023’ün en çok söz edilen filmlerinden oldu. A24 yapımı bu romantik dram, Nora’nın ailesinin Güney Kore’den göç etmesinin ardından yolları ayrılan çocukluk arkadaşları Nora (Greta Lee) ve Hae Sung’un (Teo Yoo) on yıla yayılan hikâyesini anlatıyor.
Song’un duygusal ve içgüdüsel filmi, abartısız performanslar ve sanatsal yönetmenlikle yükselen kayıp aşk ve bağı sorguluyor. Film, hikâye anlatımının en iyi örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Peki siz bu filmleri izlediniz mi? Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın.
