Google, 2025 yılının Şubat ayında dijital parmak izi takibini reklamverenlere sunmaya hazırlanıyor. Bu yeni yöntem, kullanıcının IP adresi ve tarayıcı bilgileri gibi çevrimiçi sinyallerini analiz ederek benzersiz kullanıcıları veya cihazları belirlemeyi hedefliyor. Google, bu yaklaşımı “gizlilik artırıcı teknolojiler” (PET’ler) ile desteklediğini savunarak kullanıcıların korunacağını iddia ediyor. Ancak İngiltere Veri Koruma Ofisi (ICO), bu politikanın kullanıcıların kişisel bilgileri üzerindeki kontrolünü azalttığını belirterek sert bir şekilde eleştirdi.
Gizlilik iddiaları ve eleştiriler
Google, PET’lerin kullanıcı gizliliğini koruyacağını ve reklamverenlerin verilerini güvenli bir şekilde yönetmelerine olanak tanıyacağını söylüyor. Şirket, bu teknolojilerle “verileri yeniden tanımlamaya gerek kalmadan” reklam hedeflemesi yapılabileceğini belirtiyor. Ancak ICO, dijital parmak izi takibinin kullanıcıların gizlilik beklentilerini karşılamadığını ve Google’ın 2019’da bu yöntem hakkında yaptığı “yanlış ve kullanıcı tercihlerini ihlal eden bir uygulama” açıklamasına ters düştüğünü vurguladı.
ICO’nun açıklamasına göre, dijital parmak izi takibi, çerezler gibi kullanıcıların açık onayını gerektirmeyen bir teknoloji olduğu için kullanıcılar tarafından fark edilmesi ve kontrol edilmesi son derece zor. Bu durum, kullanıcıların kişisel bilgilerinin izinsiz bir şekilde toplanması riskini artırıyor. ICO’nun düzenleyici risk direktörü Stephen Almond, Google’ın bu politikayı meşru gösterecek yasal gereklilikleri yerine getiremediği takdirde müdahale edeceklerini ifade etti.
Google, 2023’te üçüncü taraf çerezlerini tamamen kaldırma planından geri adım atarak Privacy Sandbox adlı yeni bir ürün tanıttı. Bu ürün, kullanıcılara daha fazla gizlilik kontrolü sağlama vaadiyle piyasaya sürüldü. Ancak dijital parmak izi takibinin kullanıma girmesi, Google’ın gizlilik sözlerinden uzaklaştığını gösteriyor. Kullanıcıların bu yeni veri toplama yöntemine onay vermesi veya kontrol etmesi neredeyse imkansız.
Bu yeni yaklaşım, reklamverenlerin kullanıcı davranışlarını daha detaylı bir şekilde analiz etmesine olanak tanırken, kullanıcıların kişisel bilgileri üzerindeki kontrolünü önemli ölçüde azaltıyor. ICO, şirketlere üçüncü taraf çerezlerin yerine dijital parmak izi takibi gibi yöntemleri “basit bir çözüm” olarak görmemeleri gerektiğini hatırlattı.
Dijital parmak izi takibi, reklamcılar için cazip bir çözüm olsa da kullanıcı gizliliği açısından ciddi riskler barındırıyor. Bu yöntem, bireylerin çevrimiçi hareketlerini takip ederek hassas bilgilerin toplanmasını kolaylaştırabilir. Ayrıca, kötüye kullanım riskini artırarak kullanıcıların kişisel bilgilerinin üçüncü tarafların eline geçme olasılığını yükseltiyor.
Google, bu teknolojiyle reklam ekosisteminde yeni bir standart oluşturmayı hedeflerken, ICO ve diğer düzenleyici kurumlar, kullanıcıların gizlilik haklarını korumak için daha sıkı düzenlemeler getirilmesi gerektiğini savunuyor. Özellikle “unutulma hakkı” gibi kullanıcı haklarının korunması, bu yeni teknolojilerin uygulanabilirliği açısından kritik öneme sahip.
Google’ın dijital parmak izi takibini tanıtması, gizlilik odaklı teknolojilere duyulan güveni zedeleyebilir. Şirketin bu politikası, kullanıcıların veri güvenliği beklentilerini karşılamaktan uzak görünüyor. Reklamcılık sektöründe yenilikçi teknolojiler geliştirme çabası, kullanıcı gizliliği üzerindeki olumsuz etkileri hafifletmek için daha şeffaf ve kontrollü bir yaklaşım gerektiriyor.
Google’ın bu hamlesi, teknoloji devlerinin kullanıcı gizliliği konusundaki taahhütlerini yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. ICO gibi düzenleyici kurumların bu alandaki rolü, kullanıcı haklarının korunmasında belirleyici olmaya devam edecek.