NASA’nın yıllardır geliştirdiği ve Ay görevlerinde kullanılması planlanan Uzay Fırlatma Sistemi (SLS) roketi, yüksek maliyetler ve gecikmeler nedeniyle iptal edilme riskiyle karşı karşıya. Şimdiye kadar 27 milyar dolar harcanan ve bütçeyi 6 milyar dolar aşan bu proje, aynı zamanda planlanandan beş yıl geç tamamlandı. SLS’nin yeniden kullanılamayan bir sistem olması, teknolojik olarak diğer modern roketlere kıyasla geri kalmış olarak değerlendirilmesine neden oluyor. Ars Technica’nın kıdemli uzay muhabiri Eric Berger’e göre, kaynaklar roketin tamamen iptal edilme ihtimalinin %50’ye kadar çıktığını öne sürüyor.
Artemis görevlerinin geleceği risk altında mı?
Berger’in raporuna göre, NASA içerisindeki bazı kesimler, programın başarısızlığını geçmiş yönetimlere yüklemeye çalışabilir. Ancak bu durum, roketin geleceğiyle ilgili belirsizlikleri ortadan kaldırmıyor. Berger’in belirttiği üzere, bu tür kararları alacak yeni yönetim henüz göreve başlamadı, ancak ajans içinde büyük değişiklikler yapılması için güçlü bir istek bulunuyor. Özellikle yeniden kullanılabilir ve daha düşük maliyetli ticari roket sistemlerinin artışı, SLS gibi pahalı ve eski tasarımların sürdürülebilirliğini sorgulatıyor.
SLS, NASA’nın Artemis programı kapsamında Ay’a insanlı ve insansız görevler için tasarlandı. Programın ilk test uçuşu olan Artemis I, 2022’de gerçekleştirilmiş ve SLS’nin Block 1B varyantı kullanılmıştı. Bu varyant, translunar enjeksiyon kapasitesi daha yüksek olan Block 2’ye kıyasla daha az güçlü bir tasarıma sahipti. Ancak her iki varyantın da iptal edilme olasılığı, NASA’nın Ay görevlerinin geleceğini tehlikeye sokabilir. SLS’nin iptal edilmesi durumunda, ajansın ticari uzay şirketlerine daha fazla bağımlı hale gelmesi bekleniyor.
Berger, NASA’nın SLS için hâlâ kesin bir karar almadığını, ancak mevcut yönetimin projeyi destekleme konusunda giderek daha isteksiz hale geldiğini belirtiyor. Bu durum, yalnızca NASA’nın iç dinamiklerini değil, aynı zamanda yeni bir siyasi yönetimin ajansın bütçe ve önceliklerini nasıl şekillendireceğini de etkileyebilir. Özellikle yeniden kullanılabilir roketlerin ve özel sektör çözümlerinin başarısı göz önüne alındığında, SLS’nin maliyeti ve sınırlamaları daha belirgin hale geliyor.
SLS’nin iptali halinde, NASA’nın Artemis hedeflerini gerçekleştirmek için SpaceX gibi özel şirketlerle daha sıkı bir iş birliği içine girmesi gerekebilir. Starship gibi daha ileri teknolojiye sahip roketler, hem maliyet açısından daha verimli hem de teknolojik olarak daha ileride olarak görülüyor. Bu durum, NASA’nın gelecekteki Ay görevlerinde özel sektörle iş birliğini artırmasını kaçınılmaz hale getirebilir.