Güzellik sektörü teknolojiyle birlikte nasıl değişti?

1
705 Okunma

Dünya çapındaki değerinin 2020 yılı itibariyle 390 milyar dolara ulaşacağı tahmini yapılan güzellik endüstrisi düşüş yaşamayacağa benziyor.

Giderek büyüyen bu gücün ardındakiler neler?
Sağlık, fitness ve moda endüstrilerinin teknolojiye bağlı sürekli bir gelişme içerisinde oldukları görülüyor. Spor uygulamalarından, akıllı evlere kadar teknoloji alanındaki buluşlar ve yenilikler bu sektörlerin gelişmesi için anahtar görevi görmüşlerdir. Güzellik sektörü de bu gelişmeleri kullanarak ilerlemeye devam etmekte..

Makyaj markası No.7, 2012 yılında müşteriler için mağazalarına gönderdiği ve hangi fondötenin kişinin ten rengi ve cilt yapısına uyacağını bulması için geliştirdiği cihazı devrim niteliğindeydi. Şimdilerde ise gördüğümüz yüksek teknoloji cihazlar ise giderek normalleşiyor.

Youtube

Makyaj ve güzellik markaları son yıllarda giderek popülerleşen Youtube platformu ile Youtube üzerinden yayın yaparak geniş kitleye ulaşan ve kendilerini ‘Youtuber‘ olarak adlandıran ve yine bu platform üzerinden yüksek kazanç elde eden kişiler ile işbirliği yapmakta.

İzleyicilerin yayın yapan kişiye olan yüksek dozda bağlılıkları sonucunda bu kişilerin yaptıkları en ufak reklam sayesinde ürün satışları patlayabiliyor. Bunun bilincinde olan markalar ise sosyal medya platformlarını etkili şekilde kullanabiliyorlar. Hatta youtuberlar belli bir başarıya ulaştıktan sonra ise kendi makyaj ve güzellik markalarını çıkarıyorlar.

Google’ın yaptığı araştırmaya göre güzellik ürünlerini satın alan tüketicilerin %66’sı Youtube 

üzerinden bilgi edindiklerini söylüyorlar.

2015 yılında L’Oreal şirketinin ‘Yours Truly‘ isimli kampanyası kapsamında cinsiyeti erkek olan ve The Plastic Boy isimli blog’da yazan Gary Thompson’ı kullanarak bu alanda kampanyası için bir erkek ile çalışan ilk marka oldu.

Hemen hemen her şirketin artık sosyal medya starlarını ciddiye almasıyla birlikte yeni çıkacak ürünlerini ve duyurmak istedikleri kampanyalarını bu kişilere göndererek daha fazla etkileşim sağlıyor ve satışlarını arttırabiliyorlar.

Dünyaca ünlü MAC Cosmetics markası ise yakın zamanda güzellik ve makyajla ilgili içerikler üreten 17 kişiyle işbirliği yaparak limitli bir koleksiyon sundu.

Bunlar dışında şirketlerin TV’ye reklam vermekten çok daha uygun ücretlere ve bu alan ile daha ilgili müşterilere ulaşmalarını sağlayan bu tarz uygulamalar şirketler ve kişiler için oldukça yararlı oluyor.

Akıllı telefon uygulamaları

Haziran 2016‘da App Store üzerinde 2 milyonun üzerinde uygulama seçeneği yer alıyordu. Android kullanıcıları için ise bu rakam 2.2 milyon sularındaydı.

Uygulamaları, sorunlarımızı çabucak çözebilmek için kullanıyoruz. Güzel bir restaurant bulmak, taksi bulmak, market alışverişi yapmak gibi birçok küçük sorunumuzu daha kolay ve hızlı şekilde halletmemizi sağlayan uygulamalar makyaj ve güzellik endüstrisi için de birçok işlevi yerine getiriyor.

Amazon Alexa artık güzellik ipuçları veriyor

Cilt problemlerinden, makyaj görünümlerine birçok alanda yardımcı olan uygulamalar kişilerin alışveriş yapmadan doğru ürünleri seçmelerine de yardımcı oluyor.

Giyilebilir teknoloji

Vücut ısımızı düzenleyen kıyafetlerden, sağlık durumumuzu analiz eden aksesuarlara kadar giyilebilir teknoloji ürünleri günlük hayatımıza girmiş durumda

Geçen yıl, L’Oreal‘in ürettiği takılabilir UV cihazı cilt üzerine yerleştirilen ilk sensör olma özelliği taşıyordu. Kişi fazla UV ışığı aldığında sensörler bunu farkederek kişiyi uyarabiliyor ve güneşin zararlı etkilerinin yol açacağı riskleri aza indirgemelerini sağlayabiliyor. Aynı zamanda su geçirebilir özellikli olmasıyla da havuz ve denizde de görevini yerine getirerek kişiyi koruyabilmekte.

Sağlık ve güzellik endüstrisinin birlikte çalışarak geliştirdiği teknolojik ürünler kişileri sağlık konusunda eğiterek yararlı ürünleri tavsiye ediyor.

Google yakın zamanda parfüm yayan giyilebilir cihazının patentini aldı. Küçük bir fan ile çalışan cihaz, kıyafetlerin altına giyilerek parfüm kokusunu dışarıya yayıyor. Cihaz, sensörleri sayesinde kokuları ve hareketleri algılayarak koşullara uygun olarak koku salgılayacağı zamanı belirleyebiliyor.

Kimler bu teknolojileri en fazla değerlendiriyor?

Teknolojik gelişmeleri lüks markaların takip etmesi ve bu gelişmelere öncelik etmeleri oldukça normal. Yine bu markalardan biri olan L’Oreal, piyasaya çıkardığı birçok teknolojik yenilikle kullanıcılarının saç tipi, rengi, cilt tonu gibi bilgilerle tartarak buna bağlı kendi ürünlerinden uygun olanları tavsiye ettiği uygulaması da bulunmakta.

Uluslararası ürünleri bünyesinde bulunduran Sephora ise, mağazalarında bulunan ‘Colour IQ‘ isimli cihazları ile müşterilerin mağaza içerisinde cilt tonlarına uyan ürünleri bulmasına yardımcı oluyor.Aynı zamanda mağaza içinde müşterilerin dinlenirken de bilgileneceği eğitim videoları da sunmakta.

Makyaj ve güzellik sektörünü tamamiyle değiştiren ve geliştiren bu teknolojiler ilerledikçe nelerle karşılaşacağımızı bekleyip göreceğiz. 🙂

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz